Sanat, Sanat İçin Midir? Toplum İçin Midir?
Bu sorunun cevabını bulmadan
önce sanatın amacı üzerine düşünmek daha anlamlı olacaktır. Sadece kendi içinde
bir öz taşıyan ve sanatçının öznel bir yaratım unsuru olarak dışavurumu olduğu
söylenebileceği gibi öncelikle içinde yaşadığı toplum sonrasında ise tüm
insanlığı geliştirme kaygısı gütmesi gerektiği şeklinde iki görüş vardır ve
çoğunlukla birbirini dışlarlar. Tanzimat Dönemi’ndeki edebiyat akımlarında ilk
olarak karşılaştığımız ve batı kültürüyle tanışma ve yenilikleri ifade eden bu
dönemde Osmanlı devletinde köklü değişimleri beraberinde getirmiştir. Ancak
sanata bakış açısından o zaman başlayan bu görüş ayrılığı sanatın ve sanatçının
kültürel değişimiyle birlikte daha girift bir yapı kazanmıştır. Sadece sanata
sanat olarak bakmak yerine gelişim öğeleri de önemsenmektedir. Bu tamamen
sanatçının sanata karşı olan felsefi yaklaşımı ve dünyayı algılamasıyla ilgili
bir konudur.
Sanatın Amacı Nedir?
Hem estetik bir öğe yaratma,
güzellik, harmoni ve bazen de salt bir duygusal ve zihinsel dışavurum olarak alımlayıcıda
haz yaratmayı sağlayan bir yaratım nesnesi olan sanat, sanatçının vermek
istediği felsefi, sosyolojik veya politik mesajlara sahip olabilir. Amaç
sanatçı için sadece bir sağaltım olabileceği gibi bir ülkü veya ideal peşinde
bir adım olarak da ortaya çıkabilir. Bu sorunun tek bir cevabı yoktur ve her
sanatçı için farklı bir içerikle doldurulan bir kavramdır aynı şekilde
toplumlar içinde. Ancak tuhaf olan şu ki sanat eseri olarak değerlendirilen bir
resim, roman, heykel, beste dünya üzerindeki herhangi bir alımlayıcı tarafından
da bir estetik haz öğesi olarak alımlanabilmektedir. Bu kadar evrensel bir öğe
üzerinde tek bir genel geçer ifadenin olmaması ise insanın öznel yargıları,
belli bir kültüre doğmuş olması, dil, din, ırk ve cinsiyet farklılıkları,
teknolojik gelişmeler, değişen ve dönüşen politik sistemlerden dolayıdır. Tüm
bunlara rağmen sanat güzele yönelim sağlamak ve bulunduğu yerde kalıcı iz
bırakma amacını taşır.
Sanat Dalları
Sanat, sanatçının duygu ve
düşüncelerinin öznel bir dışavurumu olarak farklı sanat dallarında farklı
enstrümanlar kullanarak kültürel, duygusal ve estetik açıdan bir yaşantı
kazandırma amacını taşır. Görsel sanatlardan performans sanatlarına kadar çok
farklı sanat dalları bulunur. Yaratıcığın anlık bir deneyim olarak dış dünyaya
aktarılması hepsi için ortak özelliktir. Görsel, işitsel, dokunsal, zihinsel
veya sadece duyuşsal bir öğede olabilir. Sadece dış dünyanın bir taklidi
“mimemis” olabileceği ve “miş gibi” yapabileceği gibi bir “oyun” olarak veya
anlık bir “yaratı” olarak da değerlendirme konusu yapılabilir. Sanatın ne
olduğundan hareketle sanat dalları üzerine düşündüğümüzde veya bir eser
yarattığımızda ruhumuzun ve iç dünyamızın (ki eğer bir yazarsak) kağıda
aktığını veya bir oyuncuysak kendi dışımızda bir karakterin bedenimizde var
olduğunu kısa süreli de olsa da bize hükmettiği gibi bir deneyim yaşayabiliriz.
Sanat, alımlayıcıdan önce sanatçıyı etkiler ve kendi yarattığından etkilenir ve
ilham alır.
Sanata Felsefeyle Bakmak
Sanata felsefeyle bakmak hem
derin bir felsefe bilgisini hem de sanat hakkında derinlemesine bir sorgulama
yapabilme becerisini gerektirir. Sanat eserinin bir imge olarak sanatçıdaki
zihinsel tasavvurundan, onun anlamına, estetik değerine ve insan deneyimi
üzerinde ne tür bir etki yarattığına dair geniş bir perspektif ve vizyon
gerektiren bir uzmanlık alanıdır. Sanatın nasıl değerlendirildiğinden,
doğasına, amacına ve değerine doğru uzanan uzun bir yoldur. Bir sanatçı için de
felsefeci için de onun ne olduğu üzerine konuşmak neredeyse yaratma eyleminden
daha zor bir işleve sahiptir. Hem estetik hem de bir anlam arayışı olarak
kendini ortaya koyan ve anlaşılma amacını güden bazen sadece haz verme bazense
politik işleve sahip olan ve hem sanatçının anlam dünyasından, kültürel
deneyimlerinden, yaşadığı coğrafyadan ve tarihinden bağımsız değerlendirme
yapamayacağımız bir kültürel obje olarak varlık kazanır.
Yorumlar
Yorum Gönder