Mutsuzluk Yaşama Beceriksizliği Midir?
Mut sözcüğü tamamen Öz Türkçe
olsa da zamanla değişmiş ve bir isteğe ulaşma sonucunda elde edilen kıvanç
anlamına gelmektedir. Muta sahip olmak yani mutluluk, acıdan kaçma bedensel ve
ruhsal hazlara ulaşmak isteyen insanoğlu için önemli bir konudur. Moral, moral-e
olan ve kökeni Latince’den gelen ahlak sözcüğü felsefi bir içeriğe sahip olsa
da günlük dilde modumuzu ifade etmek için kullandığımız bir kelimeyi ifade
eder. Doğada adalet yoktur ve hiç kimsenin hayatı mükemmel değildir gerçek
anlamda bakıldığında. Ne para ne aşk ne sonsuz saadet olarak ifade edilebilecek
ve geçici olmayan hiçbir durum, olay, kişi, nesne yoktur. Bu kadar “faniliğin”
içinde kalıcı olanı bulmaya çalışmalı ve ruhsal doyumu görece daha az geçici
olanlar üzerine kurmalıyız.
Mutsuzluk Nedir Felsefe?
Felsefi açıdan mutluluk bir
tamamlanma ve ereğe uygun davranışlar sergilemekle elde edilen bir hazdır. Bazı
filozoflar bunu bedensel bazıları ruhsal hazlarda ararlar ancak çoğunluğu
ruhsal olana yönelir. Biz sadece beden ya da ruhtan ibaret değiliz ve ikisi de
aynı anda önemlidir ancak tatmin etme duygusu bakımından ruhsal olanın daha
uzun vadede bizi iyi hissettirdiği de çok açıktır. Biz değişen ve dönüşen
dünyada birçok “olumsuz” durumla karşılaşırız ancak onun bizi ne kadar
etkileyeceği tamamen bizle ilgilidir. Biz çevremizdeki yaşantıları
değiştiremeyiz ancak onlara bakış açımızı değiştirerek kendimizi koruyabilir ve
ruh halimizi daha sağlıklı tutabiliriz. Aslında tüm mutluluk ve mutsuzluk
denilen olaylar belli bir zamana yayılan küçük küçük anlardan ibarettir. Hayatı
boyunca sadece mutlu veya mutsuz olan bir insanın varoluşu da mümkün değildir
sadece bilinciyle dengede tutmayı ve “acıyı bilgiye çevirmeyi” öğrenmiş ve becerebilmiştir.
Filozoflara Göre Mutluluk
İnsanın varlığı kadar eski
bir konudur insanın mutluluğunun neye bağlı olduğu sorusu ve pozitif bilimler
gibi nesnel cevaplar bulunamadığı için hala gizemini korumakta, hem
felsefeciler hem de bilim insanları tarafından araştırılmaktadır. Bulunulan
coğrafya, yer, kişi, zaman, kültür, cinsiyet, yaş ve birçok faktöre göre
değişen bir konu olmasına rağmen bazen üzerinde hemfikir olunan konular da
bulunmaktadır. Aristoteles bir tamamlanma olarak insanın tüm potansiyelini
gerçekleştirdiğinde “eudaimonia”ya yani mutluluğa ulaşacağını ve sadece geçici
hazlarla değil derin bir içsel huzurla kişinin mutlu olacağını söyler.
Epiküros, “acıdan kaçınma ve hazza yönelme” olarak görür mutluluğu ve bununla
insanın saadete ereceğini savunur. Hobbes’a göre güvenlik ihtiyacının
karşılanması, Kant için ise ahlaki eylemde bulunmaktır.
Mutsuzluk Neden Olur?
Tabii ki birçok nedenden
dolayı olabilir sadece hayatta bir anlam arayışı ya da boşlukta olma durumundan
kaynaklanmayabilir. Günlük hayatın temel stresi, kişisel kayıplar, aile ve iş
problemleri, yoğun baskı altında çalışma, gereğinden fazla efor sarf etme, özel
hayat ve iş hayatını dengede tutamama, kronik sağlık problemleri, yaşla beraber
ölümle yüzleşme veya orta yaş problemleri, kronikleşen depresyon, yabancı bir
ülkeye taşınma, iflas, savaş ortamında bulunma, doğal afetlere maruz kalma,
sosyal hayattan izole olma ve insanlar arası ilişkinin zayıflaması gibi
nedenlerle hayatla olan ilişki bozulabilir ve insanlar kendilerini sorgulayabilir
ve anlam arayışına, değerlerini yeniden değerlendirme yoluna gidebilir. Ki hiçbir
zaman geç değildir güneş her gün doğduğu sürece umut vardır ve bize ışık olacak
enerjilere yönelmeliyiz.
Mutsuzluk Nasıl Geçer?
Şunu gayet samimi bir
şekilde söyleyeyim ki uzun vadede hiçbir şey yapmanıza bile gerek yok. Her şey
o kadar yok oeçerluşa ve bozuluşa tabi ki andan ana değişiyor. Mutsuzluklar da
mutluluklar da geçici önemli olan hayata kökten ve derinden bağlı olmak, bu ilişkiyi
dengede tutabilmek. Kendimizin farkında olmak, yeni bakış açıları ve
stratejiler geliştirme, olayları doğru yorumlamak, yakın çevremizden destek
almak bu durumun etkisini hafifletecektir. Zihinsel olgunluğumuz da zaten bu
şekilde gelişecek ve hayata güçlü tutunduğumuzda önümüze çıkan engelleri çok
daha az önemseyeceğiz. En önemlisi hayatta amaçlarımızın olması ve onlara
ulaşmak için güçlü tutkular gerisi çok daha kolay olacak. Bu şekilde bizi
yolumuzdan çevirecek olan tek güç biz olacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder